bilmiyorum,tam olarak hatırlamıyorum ama;bugün pazarlama hocamız sayın alper beye 'çok saygısızsınız hocam'dedim çünkü;hocamız bir konu vermişti sunum yapacaktır kafamızdan bir şirket uydurup
onun pazarlama stratejilerini anlatacaktık ama;ben kendime uygun bir gurp bir düşünce bulamadım bena hediye edilmiş olan 'atikanın duygusu fm'' yi anlattım çünkü hoca dedi ki buraya çıkmak sanıldığı kadar kolay değil heyecanlamak doğaldır!
ben de dedim ki ''anlatırız hocam'' sonrası gördük atika dedi ben de bunu etksiyle elimde şiir defterim var nasıl olsa diyerek pink filoydun ''hey you'' sunu türkçe okumak sanki büyük bir radyoymuş bahsetmek istedim radyomdan ama;sonradan hoca bilmilah demeden sözümü kesti tamda haıtrlamıyorum aslında gerçeği söylemk gerekirse sonradan ise ''sen saygılsın atika'' dedi hocam bana ama bitirdiğim sonunda özür diledim sonradan arakdaşlar koskocamn hocaya öyle denilir mi dediler ..
bilmiyorum sanırım çok heyecanlandım!
*******
hocamın o gördük atikası hafızamda yer etti bir anlık öfkelere yenildim bilmiyorum ama;ben çok takıntılıyımdır!
hey you, out there in the cold
hey sen, dışarıda soğukta duran
getting lonely, getting old
yalnızlaşıyorsun, yaşlanıyorsun
can you feel me?
beni hissedebiliyor musun?
hey you, standing in the aisles
hey sen, koridorda ayakta duran
with itchy feet and fading smiles
kaşınan ayaklar ve kaybolan gülüşlerle
can you feel me?
beni hissedebiliyor musun?
hey you, dont help them to bury the light
hey sen, ışığı gömelerine izin verme
dont give in without a fight.
savaşmadan pes etme
hey you, out there on your own
hey sen, orada yalnız duran
sitting naked by the phone
telefonun yanında çıplak oturan
would you touch me?
bana dokunur muydun?
hey you, with your ear against the wall
hey sen, kulağı duvarda olan
waiting for someone to call out
birinin seslenmesini bekleyen
would you touch me?
bana dokunur muydun?
hey you, would you help me to carry the stone?
hey sen, bana taşı taşımamda yardım eder miydin?
open your heart, im coming home.
kalbini aç, eve geliyorum
but it was only fantasy.
ama bu sadece fanteziydi
the wall was too high,
duvar çok yüksekti
as you can see.
görebildiğini üzere
no matter how he tried,
ne kadar çabalarsa çabalasın
he could not break free.
özgür kalamadı
and the worms ate into his brain.
ve solucanlar beynini yedi
hey you, standing in the road
hey sen, yolda ayakta duran
always doing what youre told,
hep sana söyleneni yapıyorsun
can you help me?
bana yardım edebilir misin?
hey you, out there beyond the wall,
hey sen, orada duvarın ötesinde olan
breaking bottles in the hall,
holde şişeleri kıran
can you help me?
bana yardım edebilir misin?
hey you, dont tell me theres no hope at all
hey sen, bana hiç umut olmadığını söyleme
together we stand, divided we fall.
birlikte ayakta duruyoruz, ayrılırsak düşeriz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder