14 Ekim 2012 Pazar

ey insan

ey insan

hiçbir şeyi yapamadın
hiçbir şeyi üretmedin
hep yedin ,
hep içtin,
bu dünyaya hiçbir faydan dokunmadı

ve de bu dünyada fazlaydın
bilemedin
sen!!

bilmiyorsun
sen
bilemiyorsun sen

işte aciz bir şeysin sen

hala sen
yine sen!


bilinmeyen insanlık!    

zikzaklı hezeyanlardayız

zikzaklı hezeyanlardayız

hiçbir zaman kimin ne olduğu belli değil
herkesin, ilişkileri ggelip geçiçi

her gün daha,
her gün daha sevişmelere
iftiraları atıyorlar

sanki, o mutluluğu acıyı anlayacaklar gibi

yine, yalnızları oynuyorsun zaten

duvarın, arkasından
gözyaşların geliyor sonra...

kafa ağrıların

sinirlerin harplerin
neyse yalnız gönlüm
bu hayat böyle....
hep yalnızsındır esasında.  

hikaye



her şey dünyayı anlama çabalarıyla başladı
her anlamaya çalıştığını bir kez daha yücellti insan
ilk önce güneşi-ay ı -yıldızı

-nasıl geldiğini nereye gittiğini merak etti insan

insandı bu merak edendi
hep etti yüzyıllara değin her gün içini yaktı sorguladı

gitti ateşe taptı insan
-gitti kendi yaptığı oyuncağa taptı insan
-put yaptı
her şeyi yaptı

kendini -dünyası anlamak için insan
yine anlayamadı insan

yine anlayamayacakta insan

yüzyıllara değin
insan!!


dedik ya dünyayı anlama çabalarıydı her şey
sonrası hep
yıldıznameler çıktı
bunun adı burçtu
bir bakıma psikoljiyi yeniden anlamdırma çabasıydı
sonrası yine, bütün bunlara yetmeyecekti

adı, yıldızlardan kayandı.

hikayeydi bu

kimisi, vahiy geldiğini iddia etmişlerin
kimisi, ilan etmişlerin
-kimisi yine putun
-kimisi yine otun peşinden giderdi yine

-kimisi işte kimisi

dünyayı anlamak -anlamlandırmak içindi her şey
gece!!


bitmeyen hikaye!    

hikayeydi bu
bitmeyen, kimisi puta karşıyken

yeniden put yapardı
taşlara dökerdi sevgisini saygısını
kimisi yineden taş olurdu-put olurdu şu yollarda

-kimisi, taşa sıcaklı verirdi
-bu gibi olmasın dye
yeniden, bina yapardı
cami yapardı
-sinegog yaprdı
kilise de çanlarını çalardı

giderdi bir şeyin pşinden

giderdi adeta
-amen...

hikayeydi bu

kimisi, isayı sevrdi
kimisi, muhammedi
kimisi, musayı

herkes birilerini sevrdi
herkes, bir şeyin peşinde her daim

kimiside kendisni yakar şu zalim dünyada

hikayeydi
bu....

hikayelerde saygı duymak lazımdı herkese
her daim!!!

sevgilerin-nefretlerin dünyası
rüyası-kabusuydu
bu!!

bitmeyen sorgulamalar....    
hikayeydi bu

bitmeyen sorgulamaların, hikayesi
bitmeyen yolların

yeniden alevnen , beyinde şimşek

içinde, nice
-rönesansları
nice
laikleri
nice
sekülazmi

yaşatan

niceseydi hepsi
yeniden içinde
cumhuriyet devrimini kurduran devrimci
ey insan, yeniden yeniden düşündü bildiklerini bilemediklerini

içinde kaç devrim çaksın
niceleri dahaydı

sığ kalmamak lazımdı

nice içindeki cumhuriyet devrimlerine....

hayat ucuz olmasın

hayat ucuz olmasın

-bu yıl girdiğim kpss sınavında ne güzel bir soru vardı ,

''...kim şiir yazarak zengin olmuş, şiir yazarak diye''

-bu bir duyguydu, içinden gelerek yazılan çizilen
ta beyninin içinden çıkandı.
-işte...

-ne güzeldi, şaraplar aşk gibi
-şarap gibi olmak lazımdı, aşk gbi
-vatan-vatan gibi olmak olmak lazımdı bu diyaralrda

-ucuz şarap içmek lıazmdı

''hayat ucuz olmasın diye''
-hayat ucuzdu, insan da ucuzdu bu diyaralrda
-insanın hiçbir değeri yoktu

-her gün canlarımız giderdi
-bir vatan kaybolurdu
-ne de vatanın
-ne de insanın değerini bilen yoktu

-yoktu

-göçük işçiler çıkarırıldırdı
-her gün bombalar karşısınnda öldürülenlerimiz vardı,
-vardı, yok olması gereken

-yok olmazdı, bunlar
-her gün askerimizin acısını duyardık

-ne yazıktı, bütün bunlar
-her gün biz kez daha yanardık

-vatanımzın değerine biçilemezdi
-satlırdı vatan!!

-bölücülük her yandaydı bu zamanlarda
-bitmezdi zindanlar...
bitmedi de!!!

--spoiler--

-hayatımızı ucuz bulanlara...    
yalan dünya
talan rüya
son

bu yalanların içinde daha dün yediğimizi bile unuttuk

-unutturan hayat kahrolsun...
bir kez daha

''sen yalan ben -talan hayat tecavüz zaten''
''daha başka ne olsun son olmayan acılarda''
-asla son olmayanlarda!!!    
yalan dünya
talan rüya

bir kez daha bilmediğin kişilerin kişilerin dünyasındaydın
bildiğini zannetlerin neydeki , arkandan vurandı

vurdular seni de zaten

farazi hezeyanlardaydın
üzülürdün daima
ve bir daha aklında düzeltemiyordun her şeyi

beyninde başlayıp biteri sevgiler

kaç kere
yemek bile yiyemedin zaten...

biten ilişiklerin ardından
-zaten seni sevdiğini söyleyen bir kaç saat sonra sevmezdi

-kırık gözyaşları kalırdı, arkasından

kırık, hayaller

rüya sevgiler
-kabus ayrılıklar
-ayrıldın mı
-yaşadın mı
-yemek yedin mi belli değil
sürünüyoruz her daim

sürüyoruzzzz

sürünüyoruz her daim
cam kırıkları belli deği

değil



değil!!    
yalan dünya
talan rüya

bizi de öldürdün bir kez daha ey hayat
-ey hayatın rüzgarı
-nice sevdiklerimizi elimizden aldın
nice suyu bile içertmedin
içemedik biz
hep saatlerde yalnız kaldık
hem de her gün
o yollarda yeni türkiye nin dört bir yanından
ölüm haberleri geldi

yine sesizlik yine uçsuz *saatlerde
ekmeği bile yiyemedik aslında
yediklerimzi boğazımızda kaldı

yeniden boğulduk,
yeniden her daim

susuzluğun ölümü

kaldı ellerimizde
zaten, ey sevgili vatanımız kahrolur zaten

- susuzluğun ölümü
-ölü toprağıydı bu

içinde, vatanı sel alıp götüren!!

ey vatan kalmadı bir kez aha
bir kez daha!!!

yok oluşun hikayesi

bir yok oluş daha...
-gözlerimden yaşlar aktı be of noluyo bana yazıda yazamadım ...
-zikzaklı hayatın hezayanlarında kaybolup gideceğim birgün...

-hayat bir an gelip beni denize itecek kalmayacağım
-kalmayacağız

-ölüm gibi karanlık
-bir o kadar sessiz

-soğuk hayat
-kimin ne olduğu belli değil zinciere bağladık

-öldürün bizi diye bağırta bağırta işkence ediyorlar
-vatan yok bayrak yok
- yok oldu tüm anılar...

adları anılmayan adsız kahramanlara

adları anılmayan adsız kahramanlara
-kaç bin defa adımız yoktu sürüldük

-kaç bin defa kadın diye adımızı anmadılar
hem de kaç bin defa daha

-kaç bin defalarda cümleler boğazımızda dizildi

-kaç askerimiz şehit edildi
-katiller yüzünden

ne uğraışıydı hayat

bütün bu uğraşılara bütün bu acılara
-dayanacak gücümüz kalmadı

-zaten gerçek diye bir şey yoktu

-gerçek olan her şeyin yalan talan olmasıydı
bütün bunlara sövdük gün boyu!!

-adsızlar..

12 Ekim 2012 Cuma

çay bardağım 5

çay bardağım 5

çay bardağımı, yıkadım bu kez

tüm kirli düşünceleri gitsin diye
içinde, mikropları kalmasın diye

içinden, çıktım adeta
köpürttüm her yanını
ben de öyle bir köpürtüm adeta

çirkinlikler kalmasın dedim hep
içinde ...

yalan insanlar vardı hep yalan söylerdi
cam gibi değillerdi
cam gibi olsunlar dedim içimden
çay bardağım önü arkası gözüken

her yanıyla

bitmeyendi bu...

11 Ekim 2012 Perşembe

çay bardağım 4




çay bardağım 4

yine, çay bardağımının içine baktım
yine, yalnızları gördüm
yeniden-yine
yandım

sonrası,  çay bardağımı bırakıp, uzağa gittim
-içine hep örümcekler girdi
-içine hep sinekler girdi
-içine hep kelebekler girdi

içine hep aslında ben girdim
yalnızlarım girdi

tek başıma ayakta  kalma savaşımını yeniden yeniden verdiğim girdi

yeniden hapisanalere girdiğim
aklıma geldi
yeniden öldüğüm ama  asla dirlmediğim aklıma geldi

uzun yollarda, nasıl çaresiz kaldığım

12 saat öncesiyle  12 saat sonrasının nasıl farklı olduğu kaldı

yine çay bardağının içinde nasıl boğulduğum nasıl can çekiştiğim kaldı
 kaldı içiinde

ne bir izim kaldı
içinde ne de bir yolum!!


10 Ekim 2012 Çarşamba

çay bardağım 3

çay bardağım 3
yine anladın ki bu kez çay barağının içi boş
-sen de boşsun aslında, yineanladın
-sundan ucuz bitmiş hiayeleri
-buz misali
buzlu çay gibi

içinden taşanlarda,
yok olduğun zamnlarda
anladın artık anladın
beş para etmez şu rüya
yalan hayatın ta kendisinde

seni içtiler seni tükettiler
seni senden, aldılar zalimlar
hatta, üstüne parçaladılar
kaç düşüştü bu bilemedin sen!!

her türlü yolda talandı bu

keşke içmeselerdi içimizi
keşke, tüketmeselerdi yolumuzu

ya işte böyle!!


-talan!!!    

çay bardağım 2

çay bardağım 2

şu dünyada kimi zamanlarda bir çay bile içermediler
-içirtmediler
-yalanlarını döktüler sokaklara

ay bardağını bile tutmana izin vermediler
içtiğin boğazında yandı hep
sağda, adam öldürdüler

seni öldüreceğni sandılar
kahvaltı sofranı sana dar ettiler
çay buharı gibi, içinden taşardı
her şey
keşke her şey yalan olmsaydı

bir soğuk havada boğazından geçmeyen
geçirtmeyen hayatlar...
hayat işte....  

9 Ekim 2012 Salı

çay bardağım 1

çay bardağım 1

içinde, boğulduğum scaklığında yandığım
-aşkın, en yanıcı halini yaşadığım
-kalbimin izi
-kalbimin yolu
uzaklardan, gelen...
dumanı ben
dumanı gibi sen rüzgarında dalganan
ben
ben içte
çay bardağı gibi,
yangın dolu, içime dokunulamyor yalnıztan
azgın yollardan
bir o kadar bulaşık haline gelen
her dokulunuşunda bana yalnızlığımı sezdiren

-çay bardağım elimden düştü,
hayır asıl düşen bendim
rüzgarda....
rüzgarın buharında!!!

8 Ekim 2012 Pazartesi

efor sarf ettim ama boşuna

efor sarf ettim boşunadır
ellerimi kazıdım toprağa
hergün bakımını yaptım
hergün budadım
hergün çapaladım
ama; boşuna, yandı gitti
tüm orman, tüm hayat!..
bir ev yapmaya çalıştım kumlarını kardım
yollarını düzettim
tahtalarını kendi ellerimle, oydum!
yağmur yağdı kalmadı, o ev sel oldu gitti
yemek yaptım, içine kendi alın terimi koydum
ancak; içine yoldu girdi , kıl girdi
bir yazı yazdım, bir kitap yazdım
-boşuna gitti o kitap çünkü; matbaada elektrikler kesildi
çıkmadı o' kitap
ders çalıştım, çok çalıştım ancak; hast a oldum sınava giremedim
gitti...
efor sarf ettim
yollar kaçtı
efor sarf ettim
yıllar yok oldu
en sonunda öldüm!...


bazen , çalıştıkların boşuna gitti
emeğini sömürdüler
-vatanını sömürdüler
-seni-sömürge alıp -sattılar
sanki malmışsın gibi
-çalışmaların hep , boş geldi!!
efor sarf ettim ama boşuna!




öldüğün hayattı kimi zaman
-bildiklerin bilemediklerin vardı
-unuttuklarındı
-her şey beyninde tıkalı kalırdı
-bazen zincirde kıramazdın
-yaptıkların boşuna giderdi
çakmak gibi de yanardın
yırtılmış kağıt yaprakları
-işte...
sonrası post modern karanlıktı
-bildiklerin bilemediklerin -seni bu hale getirdi
-efor sarf ettim ama boşunadır.

     -hep korkardın şu hayatta, çalıştıkların boşuna gitsin
-hep yarım kalsın
düşündüklerin -ölsün
*öldüğünde
artık -duyulamasın seslerin
-kalk yaz olup biteni derdin
düşüncelerini -ölmeden
-düşünceyi toprağın altına gömmeden
-sessiz ölümdü
-sessiz efor
-ya kucak aç
-ya defol
-efor sarfettim ama boşuna!!

-boşversene sen yalan dünya!



  • seversin ama boşuna,
    mektup yazarsın
    telgraf çekersin
    mail atarsın
    mesaj atarsın
    ararsın ama boşuna hep bşuna
    beklersin ama hep boşuna hep ayrılık
    hep zulüm
    hep yalan
    hep talan
    seversin
    beklersin
    yine yalan
    bir kağıt parçası gibi yıkılırsın
    -sonrası, seversin ama boşunadır!!     
  • -yine, yalandı tüm ayrılıklar tüm uğraşılar
    -sonrası, hep zulümun kahrını çekersin sen

    ''dün özleyenler''

    ''özlemezdi sen''
    -yine yalanın rüzgarına takıldı saçlarını
    yırtıkperde gibi düşüncelerin
    çaput misali sürüyor hayat

    -yine, bir aşktan
    -çaput rüzgarına
    çaput yollarına

    çaput yırtıldı sonrası, sen denizin dibinde küçük bir balık olmaya
    denizin dibinde ölü bir ruh!!
    ya da düşüncelerin içinde boğluan bir deniz kzı
    oluverirsin
    bir gün elbet
    yalnızdın ama boşuna!!

  • gönlün hint fakiri misalidir bir gün daha

    sonrası, tanrı ölüyorumdum

    -ölüm, beni korkutmazdı
    zalimin, zulümüde

    -ey tanrı attın şu dünyaya
    -şu marsalara
    -şu, her kare köşeye

    ey tanrı cehenneminde yanmaya geldim
    -zaten gelmiştim
    yak beni her gün cehennemlerinde
    tanrım ben günahkar
    cehenneminde korkamdım zaten
    -zaten, dünyadaki hayvalardan korktuğum kadar

    ey tanrım cehenneminde yanıyorum zaten
    -efor sarf ettim boşuna
    ben cehennemlik kulum hala!!

  • 2 Ekim 2012 Salı

    karıncalar güzel vücudumuzu yedi

    karıncalar o güzel vücudumuzu yedi!...
    kalmadı o güzel vücud!...
    öldük!...
    teker teker gitti!...
    ellerimiz, kollarımız kemik parçaları olarak kaldık
    ve işte tüm insanlığın sonu buydu!..
    ölüm!...
    ölümsüzlüğü yakalayamadı o' duvarlar!...
    kahrediciydi!...
    belki de ölmek gereklidir!...
    bilinmez

    bilinmezler aldı bizi

    bilinmezler!...

    ölüme karşı savaşmadık bizler
    hep öldük
    öldük, öldük, öldük!...
    not, ölümün yenilmezliğidir efenim!...

         tanrının yalnızlığını bizim, ölü bedenlerimiz gideriyordu
    böylece, kendini unutuyordu
    bitmek bilmeyen savaştı, evrimin kaçınılmazı
    durmadan, savaştı
    insanlığın yenileceği
    hey insan, göz yarat, kan yarat!...
    sen daha çok eksiksin!...
    ölümü de yen kendini de yen!..
    çünkü; kendinle hala savaş halindesin sen!...
    manyak jigolo çocuğudur bütün yaşanANlar!...
    gibi.
    karmaşık hüzünlerin resmiydi bu!...
    yalnızlığımız
    en sonunda, bitecek olan hayallerimiz
    gelmeyecek, sandığımız bir şey
    kaçınılmazlık
    en sonunda, karıncalar güzel vücudumuzu yedi!...
    durun biraz canlar -canlarım!
    sonrası da yine
    bazı dinler vardı
    ölüler yakılıyordu
    yaktılar ölüleri
    yeniden cansız yaptılar yine
    yine
    ve yine
    karıncaların, boğazında kaldı her şey!
    kalmayan ne ki zaten!
    oh canıma değsin
    canlarımıza
    sadece bize göre sorgulamak dzisiydi
    -yine!
    öldük
    bir daha da dirilmedik
    dirildik
    buduzm der ki reenkarnasyon olacak yine!
    yaşam-ölüm çizgisi de yoktur bazen!
    buyrun...

    -teker teker yedi hayat bizi,

    -her yanımız kaşıntı içinde kaldı

    -biryol daha kapandı -katiller yüzünden

    -hep ölümü hissettik arkamızda
    -cehennemden korkmadık
    gönlümüz cehennem oldu
    ölü hayatta

    ölü, mahşerlerde
    binkez kez daha hayat öldürüp öldürüp dirilti
    binkez mahşerleri yaşadık biz

    cehennem nah şu gönlümüzün ortasıydı
    gönülden taralandık
    yeniden...

    hayat öldürdü
    hayat yedi bitridi

    iğreç tecavüzlerinin
    iğrenç yolculuğundadır!!!

    -bizi bitiren,yıllarca süründüren hayatın zulümüdür bunlar
    -bütün, bunlar
    -karlı -kışlı
    -ayrılıkların, sıkıntıların habercisi

    ya da hepsi birden
    -eliminden düşen tepsilerden
    -elimiz titriyordu
    tutarken
    cehennem dolu dünyada

    kaç arabanın, jontası düştü!!

    kaç telefonun jetonu!!

    düşmeyen ölmeyen ne vardı ki!!
    hiçti
    -hiçtir hayat
    hiç!!

    ya ne diye iğrençlikler var be!!
    -boğazımızdan geçmiyor yemek
    -yemek yiyoruz şurda değil mi?!
    -biz hayatı yiyeceğimize
    -hayat bizi de yaşlandırıyor
    -zaten, kimileri ölülerini gömer
    toprak ın altına

    kimileri ise yakar

    toprağa gömmeden
    biz ise her daim toprak altında
    biz ise her daim yanandır

    üstünde ölü toprağı bulunanlardanız
    üstünden binbir yangın geçmiş olanlardanız
    -zaten...

    hayatta, bir kez daha karıncalar güzel vücudumuzu yedi!!
    -boşver şu karıncaları
    -boşver şu mikropları
    -boşver şu lanetleri diyor gönül
    -gönül
    çek git
    git artık diyor
    binlerce, hainin ortasında!!!
         karıncalar adına bizi yiyenlere isyandır bu!!

    -yok edenlere...